KAHVE VE KAFEİNİN HAYATIMIZDAKİ YERİ
KAHVE VE KAFEİNİN HAYATIMIZDAKİ YERİ
“Kafein”… Ne de çok geçiyor adı beslenmeyi her ortamda gündeme getirmeyi ihmal etmediğimiz hayatımızda. Kimi dost diyor kimi de düşman ama ben diyorum ki ölçüyü bilince dost bilmeyince de düşman….
Kafein alımı; vücuttaki adrenalini, kan basıncını ve kalp hızını arttırır. Ve dolayısıyla konsantrasyonumuzu da arttırır, öğrenmemizi kolaylaştırır. Yalnız uzun süreli kafein kullanımının tam tersi etki yaptığı yani öğrenmeyi güçleştirdiğine dair çalışmalar da bulunmaktadır.
Ayrıca kafeinin, yarattığı etkilerle ya kaç ya da savaş, dövüş dediğini unutmamak lazım. Oysa günlük hayatımızda ve de “evde kalmamız” gereken bu zamanlarda bu hisse ihtiyacımız yok. O nedenle fazla kafein alımının adrenalini arttırıp uyarılmayı ve dolayısıyla sinirliliği arttıracağı es geçilmemelidir.
Kafeinin belki de en tehlikeli olduğu zamanlar bağımlılık yarattığı zamandır. Bağımlılık ya da rutine dönen kafein alımı sonrası kafeinin kesilmesi ; yorgunluk, boşluk hissİ ve anlama fonksiyonunda gerilemeye neden olur.
Kafeinin yarılanma ömrü 6 saattir. Bu bilgi, sabah aldığımız kafeinin akşam saatlerinde de hatta uykudayken bile vücudumuzda dolaştığı çıkarımını yapmamızı sağlar. Bu durum da uyku kalitemizi düşürüp bağışıklığımızın düşmesine de neden olabilir.
Kafein deyince sadece kahve değil asitli içecekler, enerji içecekleri, çay vs. de gelmelidir. Günde ne kadar kafein alınması sorusunun cevabı ise bireye göre değişir. Gebe ve emziren kadınlar günde 2 fincan çay/kahveyi diğer yetişkin bireyler ise 3-4 fincanı geçmemelidir.
Kahvenin ömrü uzattığı 450.000 kişiyle 16 yıl boyunca yapılan inceleme sonucu gözlemlense de 5 fincan ve üzeri kahve içen bireylerin ömrünün kısaldığı gerçeği unutulmamalıdır.
Kahvenin alzheimer hastalığına iyi geldiğini ön gören çalışmalar olsa da yazımızın başında konuştuğumuz gibi aşırı tüketimin zarar, dozunda tüketimin yarar olduğunu belirtip hepinize sağlık günler diliyorum.
