MİGRENDE BESLENME

MİGRENDE BESLENME

Migren 4-72 saat sürebilen ve genellikle tek taraflı orta veya ağır şiddetli olan ve tekrarlayan şekilde görülen bir baş ağrısı bozukluğudur.

Migren ve beslenme arasında karmaşık bir ilişki vardır. Besinler içerdikleri bazı maddeler dolayısıyla damar büzücü veya damar genişletici etki yapmasıyla sinir yollarını etkileyerek ağrı oluşturabilmektedir.

Beslenme tedavisiyle ilişkili olarak migrenli bireylerin öncelikle beslenme günlüğü tutmaları ve atak geçirilen zamanlarda tüketilmiş olan besinlere dikkat etmeleri önemli bir basamaktır. Bu şekilde besinlerin bireysel olarak nasıl etkili olabileceğinin anlaşılması, tedavide yer alıp almayacağının belirlenmesi ve atak sıklığının azaltılmasına yönelik uygun bir beslenme planının oluşturulmasında yol gösterici olabilir. Yani bireylerin atakları arttırıcı besinleri tanımaları son derece önemlidir.

Genel olarak migren tetikleyicileri düşünüldüğünde yapılan çalışmalarda en az bir beslenme kaynaklı tetikleyici öne sürülmektedir. Diyet açısından en sık bildirilen tetikleyicinin öğün atlama ve açlık olduğu söylenmektedir. Açlıkla birlikte oluşan hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) durumunun migreni tetiklemede etkili olduğu söylenmektedir. Sık sık ve azar azar beslenme, ara öğün atıştırmalıkları tüketme glikoz seviyelerini düzenli tutacağından baş ağrısını önleyebilmektedir. Düzenli yemek yeme, hipoglisemiyi iyileştireceğinden migreni iyileştirmede de bir etken olarak düşünülebilir.

Çikolata ve alkol ise tetikleyici etkenlerde ikinci sırada gelmektedir. Şarap, viski ve koyu renkli alkoller votka, cin gibi berrak renkli alkollere kıyasla daha fazla baş ağrısı yapmaktadır.

Peynir, kafein, monosodyum glutamat( lezzet arttırıcı madde) ve aspartam (tatlandırıcı) da tetikleyici olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca yapılan bazı çalışmalarda hafta içinde kafein tüketimi günde 200 mg ve daha fazla olan bireylerde kafeinin direkt kesilmesinin de migrende tetikleyici etkiye sahip olabileceği belirtilmiştir.

Migren hastalarında çevresel etkiler önemli olduğu kadar bireysel sorunlar veya kronik hastalıklar, stres, premenstrüel sendrom menstrüasyon, gebelik, hipertansiyon, obezite vs. ağrı tetikleyici faktör olabilmektedir.

Kronik migrenli hastalarda insülin duyarlılığının bozulduğu, hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol ve obezitenin yaygın olarak görüldüğü bildirilmektedir. Ancak migrenin en yüksek prevelansının morbid obez kadınlarda olduğu bazı çalışmalarda bulunmuştur.

Öksürük otu ve kasımpatının ise migren ağrılarına iyi geldiği görülmektedir.

Folik asit, B6 ve B12 vitaminlerinin verilmesinin de vücuttaki homosistein düzeyini düşürerek migren ataklarını azalttığı görülmüştür.