Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar : Verginin en yükseğini büyük oranda bordro üzerinden ücret alanlar ödemekte
Verginin en yükseğini büyük oranda bordro üzerinden ücret alanlar ödemekte
10-11 Aralık 2022 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen 12. Olağan Genel Kurulunda yeniden başkan seçilen Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, asgari ücret , taşeron işçilere kadro verilmesi, EYT ve vergideki adaletsizlikle ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
- Milyonlarca asgari ücretle çalışan emekçinin gözü kulağı asgari ücret ve tespit konusuna çıkacağı karara bağlı Türk-İş olarak bu konuda baştan beri tavrınız net bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz ?
Ben asgari ücret komisyonunda değilim. Türk-İş genel sekreterimiz asgari ücret komisyonunda. Türk-İş olarak zaten milyonları temsil eden bir kuruluşuz
Milyonların gözü kulağı Türk-İş’in yapmış olduğu yapacağı tavırlarda. Ülkemiz yaşam sıkıntısı var. Yoksulluk sınırı ortada. Elbette ki Türk-İş de bunları göz önüne alarak hayatını sürdürebilecek yaşam şartlarını sağlayabilecek ücret olmasını talep eder.
Yalnız bu ücret konusunda özelikle karşı taraf iş veren tarafı hükümet tarafı rakam söylesin. O rakamın üzerinden tartışma müzakere yapılır. O nedenle şu an Türk-İş komisyon başkanı onlarla ilgili görüşmelerini yapıyor bugünde basın açıklaması yaptı.
Amacımız Türk-İş olarak insanların geçinebilecek bir ücretin olması. O ücretin de başlangıcını işveren tarafı ve hükümet tarafının söylemesi gerektiğini düşünüyorum.
Ben onların söylemiş olduğu ücret ortaya çıkarsa onun üzerinde eğer milletin kabulleneceği bir ücretse mesele yok. Kabullenemeyeceği bir ücretse elbette ki ona da karşı çıkarız kabul etmeyiz şehrimizi koruruz. O masada olmayız.
Karayollarında 10 bin kişi kadroya aldırdık
- Kamuda asıl iş Yol-İş Sendikası’nın hukuksal zaferiyle kadroya geçti ama hala kadroya dahil edilmeyenler var. Bu konuda hükümet nezdinde ne gibi çalışmalarınız var ?
Taşeron işçilerin kadroya geçmesinin mimarı Yol-İş Sendikası’dır. Doğrudur.Uzun yıllar mücadele sonucunda bu ortaya çıkmıştır. Başarıya ulaşılmıştır. Akabinde biz asıl işi yapanları mahkeme kararı ile aldırdık. Diğer yardımcı işleri yapanları da Türk-İş Başkanı Ergün Atalay başkanlığında cumhurbaşkanına giderek kamuda çalışan tüm taşeron işçilerin, asıl işi yapan, yardımcı işi yapan işçilerin tamamını kadroya geçmesi için genel başkanımızın talebi oldu. O talebi de cumhurbaşkanı kabul etti.
2018 yılında taşeronda çalışan arkadaşlarımızın tamamı kadroya geçti. Kadroya geçmesine rağmen ihaleler devam etti. Kamuda taşeron çalıştırılmaya devam edildi. İşçi çoğaldı.
Şu anda örnek verecek olursak karayollarında 10 bin kişi kadroya aldırdık. Şu anda aynı işi yapan 14 bin taşeron işçisi var. Bunlarla ilgili görüşmelerimiz var. Sıkıntı var. KİT’lerdeki çalışanları alacağız diyorlar; geçici işçiler alacağız diyorlar. Bizim kamuda çalışan taşeron işçilerinin sadece asıl işi yapanların değil tamamının alınması için talebimiz var.
Onlarla ilgili bir sonuç yok. Ancak KİT’lerle sıkıntı görünmüyor. Onlar kadroya alacaklarını söylüyorlar ama biz hâlâ diğer arkadaşlarımızın da yapmış olduğu işler %90’ı asıl iş olmasından dolayı onlarında kadroya geçmeleri için mücadele ediyoruz. Mücadele etmemize rağmen herhangi bir sonuca daha gelemedik.
- Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili yaklaşık bir milyon kişinin emekli olması ön görülüyor. Bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz
Emekli yaşa takılanlar EYT dediğimiz arkadaşlarımız da yıllardan beri bunun mücadelesini veriyorlar. Onlarla ilgili son aşamaya gelindi ancak biz bu emeklilikte yaşa takılan arkadaşlarımızın diğer bir yönden de 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 2018’de kadroya geçen arkadaşlarımızın da 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 127.maddenin emeklilikleri dolduğu zaman iş hakları feshediliyor. Yani emekliliğe sevk ediliyor. Orda sıkıntı var. Onunla ilgili de Çalışma Bakanlığı ile Türk-İş başkanımız görüştü. Dolayısıyla biz o arkadaşlarımızın emekli olmasını istemiyoruz yani 696 Kanun Hükmünde Kararname ile giren işçilerin bu EYT kanunu çıktıktan sonra kamuda çalışan 2018 de 696 sayılı KHK’dan giren arkadaşlarımızın % 30’u emekli oluyor.
Dolayısıyla onunla ilgili bu sürecin uzatılmasını veya tamamen gündemden çıkarılmasını istiyoruz. Bu konu ile ilgili bir gelişme var. Gelişme de inşallah çalışan arkadaşlarımızın lehine olacak diye düşünüyoruz.
Vergideki adaletsizliğin adil bir şekilde çözülmesi için mücadele ediyoruz
- Türk-İş’ in çalışma hayatında sorunlarının çözümü konusunda da ne kadar hassas ve dengeli olduğunuzu biliyoruz. Türk-İş’in önem verdiği, çözüm konusunda sıkça dile getirdiği vergi dilimindeki adaletsizliklerin çözümü konusunda neler söylemek istersiniz.
Vergi konusu gerçekten Türkiye’nin aslında kanayan bir yarası. Çok vergi alan bir ülkeyiz. Dolayısıyla verginin en yükseğini de büyük oranda bordro üzerinden ücret alan arkadaşlarımız bunun içinde işçisi de var memuru da var ödemekte.
Bu bizim vergi gelir matrağımız da o kadar düşük ki bizim üyelerimiz 3 ay içerisinde %20 vergiye giriyor. % 35’e giren çalışan arkadaşlarımız var. Yani işçi 100 lira alıyorsa bunun 35 lirası, 27 lirası vergiye gidiyorsa bu büyük bir adaletsizliktir.
Türk-İş genel başkanımızın önderliğinde bununla ilgili düzenlemelerin yapılması için uğraşıyoruz.
Buna mutlaka çözüm bulunmasında arzu ediyoruz. Bununla ilgili vergi kanunun değişmesine gerek yok. Gelir matrahını yükseltirlerse bizim işimiz birinci ayda almış olduğu ücreti en azından 9. aya, 10. aya kadar alırsa ondan sonra %20’ye girerse bir nevi adalet yerine gelmiş olur.
2002 yıllarında gelir matrahı işçinin 1. dilim asgari ücretin % 22 katıydı. Daha sonra % 17’lere kadar düştü. Şu anda % 4.95’e düştü. Yani arada büyük bir uçurum oldu. Bu gelir matrahını asgari ücretin en az 15 katına kadar çıkartırlarsa o zaman bizim çalışan arkadaşlarımız 1. ayda almış olduğu yani ocakta almış olduğu ücreti en az 9. aya kadar aynı ücreti alır. 1. ayla 5. ayda almış olduğu ücretin arasında 500 – 600 lira eksik oluyor. Dolayısıyla her ay eksiliyor. 1000 liraya kadar çıkıyor. Bu da elbette ki işçinin kaybına sebep oluyor. Vergideki adaletsizliğin adil bir şekilde çözülmesini arzu ediyoruz ve bu konudaki mücadelemize devam ediyoruz .
RÖPORTAJ : ÖZLEM PEKDURANER