MODERN ÇAĞIN YALNIZLARI
MODERN ÇAĞIN YALNIZLARI
Entelektüel, bilimsel ve teknolojik alanda inanılmaz gelişmeler kaydederken, insanlar arası ilişkiler bazında 5000 yıl önceki düzeyde yerimizi koruyoruz.
Bitmek bilmeyen arzular hayata patinaj yaptırırken rutinlik ve doyumsuzluk bıçak gibi kesiyor hayatın can damarını. Dünyadaki insanların önemli bir bölümünün daha güçlü olan bir azınlığın kötü çıkarları doğrultusunda medya , moda, kozmetik,sanatsal olmayan sanat, futbol, ideolojik saplantılar eğilimleri kullanılarak kandırıldığını, sahte yaşantılara sevk edildiğini düşünüyorum..Faulkner’ in meşhur Nobel konuşmasında ,ruhun ıstırabı ve teriyle karıldığını söylediği romanın yerini, artık hayal mühendisliği almış durumda. Romanın ahlaki meseleleri yok artık; ‘kalbin kendi çelişkileri’ nden beslenmiyor. Dostoyevski kahramanlarının o yıkıcı varoluşsal meseleleri, insanın özünün sorgulandığı o peygamberi söylem bir kenara bırakıldı. Varsa yoksa şaşırtmaca ve kurgu, varsa yoksa mühendislik ! Her şeyin ruhunu kaybettiği bir çağda, romanı eğlencelik bir televizyon dizisinden ayıran özellik kayboluyor ve edebiyat, ruhu ve meselesi olmayan, edebi metni oyuncağa çeviren, egoperest oyunbazların elinde can çekişiyor…
İnsanı insan yapan düşünme, öğrenme, keşfetme, gelişme, empati yapma, gibi onu diğer canlılardan ayırt eden özellikleri unutunca asıl sıkıntılar o zaman başlar. Çoğu insan ne olduğunu bilmeden anlamadan yaşayıp ölüyor. İnsan varlık aleminde varlık olup mutlu olmak istiyorsa her türlü kaosa rağmen merak etmekten, yeni şeyler denemeye cesaret etmekten geri kalmamalıdır. Modern toplum insanı ne kadar lüks konfor içinde yaşarsa yaşasın bu yapı içinde aynı zamanda zihnini geliştirecek, dünyayla uyumuna sağlayacak, hayatına anlam katacak düzeyde öğrenme sürecinden geri kalıyorsa aslında bu cilalı bir hayatın içinde karanlığı yaşaması gibidir. Nitekim bilgiyle yoğrulmamış, olgun olmayan ruhlar gösteriş meraklısı olur, mutlak mutluluğu paraya maddeye bağlar, bu değere sahip olmak ister, maddi değerleri iyi olanları kendisine yakın görür, samimi ilişkiler kuramaz, kendisinde maddiyat olmayınca sürekli eksiklik hissedip hayata isyan edebilir, hep çevresinde suçlu arar, başka insanların özüne değil hatalarına odaklanır. İnsan ancak tekrar içine dönme kararı alırsa gerçekten aradığı mutluluğu, doyumu bulma adına cesaret verici kararı vermiş olacaktır. Ve kimse başkası adına değişim kararı alamaz, ancak kişi isterse bir kere gelme şansı olan bu dünyada değişim yaşayabilir. İnsan evrende gerçekten hayat içinde değişim yaşayabilme potansiyeli olan tek varlıktır ama aynı oranda insanların çoğu hayatlarının değişmeyeceğine olan inancı kuvvetli olan varlıktır ve bu inançları onların gerçekten değişimine engel olur potansiyelleri olsa dahi. Değişmeme kararı aslında derin bir negatif hipnozdur ki kişi kendi benliğiyle olan diyalogunu neredeyse bitirmiştir, bilinçdışı alan dediğimiz gerçek, öznel dünyası negatif duygu ve düşüncelerin etkisi altında artık. Bu noktadan sonra kişi için mutluluk içsel değil dışsal koşulların değişimi ile ilgilidir, para bu noktada belirleyici etkendir.
Maddenin niceliği zamanla artsa bile kişi belli zaman sonra yine mutsuz olacaktır çünkü öznel dünyasındaki negatif duygular, düşünceler, inançlar orada olduğu sürece bedensel haz mekanizmaları ancak geçici, yüzeysel mutluluk sağlar. Elde dilen her maddi kazanç, haz unsuru aslında beraberinde başka bir boşluğun habercisi, başka bir şeyin esaretine girmenin habercisi olmaktadır. Ego doyumsuzudur, siz onu tatmin ettikçe o sizi sömürmeye devam edecektir, ego yani nefs iyi görünümlü olan ama son derece tehlikeli bir düşmandır. Bazen çoğunluk tarafından anlaşılmayıp sürekli eleştirilmek, yine çoğunluk tarafından anlaşılıp hep olumlu algılanmaktan daha iyidir. Sürüden ayrılanı her zaman kurt yemez ama sürüde olduğunu bilmeyen için kurda ihtiyaç yoktur. Yalnızlık ve anlaşılmamak kişinin içindeki volkanın ileriki zamanda ortaya çıkıp etrafa ışık saçmasının belirtisidir aslında. Belli zaman içinde belli toplumda, sorunlar çok olduğu halde, mantıksız da olsa yürüdüğünüz tutarlı yolda engelleniyorsanız bilin ki doğru yoldasınızdır. Çünkü sorunlar çok olduğu halde herkes aynı şeyi düşünüp, yaşıyorsa herkesin o sorunların oluşumunda az çok katkısı var demektir. Güçlü
insan sorun değil çözüm odaklı olur, ilerisini düşünerek değişim adına kararlı adımlarla yola devam eder. Ve yaşam sürekli cesurları sever, korkan bahane bulanlar ise ancak sorunların parçası olur.
- EĞİTİM AMA NASIL ? - 17 Mayıs 2021
- BAŞARMA CESARETİ - 23 Nisan 2021
- AFFETMENİN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ - 13 Nisan 2021
- ÖZGÜRLÜĞÜN BEDELİ - 29 Mart 2021
- EN GÜZEL İMAJ OKUMA ALIŞKANLIĞIDIR. - 28 Şubat 2021
- MODERN ÇAĞIN YALNIZLARI - 14 Şubat 2021
- YAŞAMAK DEDİĞİN - 30 Ocak 2021
- TOPLUMSUZ SANAT - 20 Ocak 2021
- KADINA ŞİDDETE HAYIR - 27 Kasım 2020
- SORUMLU EBEVEYN GÜÇLÜ ÇOCUK - 14 Kasım 2020