BİZİ SİVİL ÖLÜME MAHKUM ETTİLER
KHK mağdurları Eğitim-Sen, KESK üyesi, öğretmen Münir Korkmaz, Milli Eğitim Bakanlığında memur olarak görev yapan Ramazan Çinkır ve Prof.Dr.Haluk Savaş yaşadıkları sıkıntıları ve uğradıkları haksızlıkları gazetemize anlattılar.
Maddi ve manevi yönden çok sıkıntı yaşadıklarını ifade eden KHK mağduru Münir Korkmaz, süreç hakkında şunları söyledi.
Eğitim-Sen ve KESK üyesiyim. 675 sayılı KHK ile ihraç edildim. İhraç edildikten sonra sosyal çevremiz ve sendikamız hukuksal ve maddi destekler sağladı. KHK platformları içerisinde facebook üzerindeki gruplardan tanıştığımız arkadaşlarla ortaklaşa bir iş yapmamız gereği düşüncesi oluştu. İnsan hakları derneğine başvurduk. Başvurumuzun gerekçesi şuydu. KHK’nın kendisi bir insan hakları ihlalidir. Hukuksuz bir şekilde insanlar işlerinden, aşlarından edilmiştir. Dolayısıyla insan hakları derneği bir şey yapmalıydı. Adana İnsan Hakları Derneği bize sıcak davrandı. Dernekte komisyon kuruldu. Adana’da KHK platformu kuruldu. Mağdur olanlar platformda bir araya geldi. Türkiye’de 23 ilde KHK platformları kuruldu. Biz önyargılarımızı, siyasal düşüncelerimizi, dinimizi,dilimizi bir tarafa bırakarak, sadece mağduriyetlerimiz üzerinden bir araya geldik.
Adana kamuoyundan beklentimiz şudur. Herkes KHK adayı. Bizim mağduriyetimize kayıtsız kalan, vicdani davranmayan herkes bir adaydır. Pasaport alamıyoruz. Sosyal güvenceden yoksunuz. Çocuklarımıza karşı okullarda ön yargılı davranıyorlar. Kredi kartlarımız iptal edildi. Banklarda hesap açılmıyor. Bizi sivil ölüme mahkum ettiler. Yurttaş olmanın hiçbir hakkından yararlanamıyoruz.
Biz ihraç edildikten sonra mahkemelere başvurduk. İç hukuk yolları tükendi. 50.000 dosya AHİM’e gitti. AHİM’de Türkiye’de OHAL komisyonu kurdurdu. Biz o komisyona başvurduk. 100 bin kişinin dosyası neticelendi. Bunlardan 10 bin kişiye kabul verdiler.90 bin kişiye hayır verdiler. Gerekçe de idari, kurum kanaati. Bazı kişiler yaşadıklarından dolayı intihar etti. Kimisi hastalanarak öldü. Basın organlarından mağduriyetimizin kamuoyuna duyurulmasını talep ediyoruz.
6 AY BOYUNCA ÖLÜME TERK EDİLDİK
Diğer bir KHK mağduru olan, ihraç edilmeden önce Milli Eğitim Bakanlığında memur olarak görev yapan Ramazan Çinkır, konuyla ilgili şunları paylaştı.
1 Eylül 2016 tarihinde 672 KHK ile Milli Eğitim Bakanlığından ihraç edildim. Daha önce özel sektörde iyi firmalarda çalıştım. 2006 yılında aplastik anemi yüksek risk hematoloji hastası oldum. 2014 yılında çoklu infüzyon kemoterapisi aldım.2018 yılının haziran ayında değişiklik yapılarak 6 ay boyunca PNH hastalarının kanamalı ağır termal vaka hastalarının solüris adlı etken maddeli çoklu infüzyon kemoterapi ilacını SGK ödemedi. Biz adeta 6 ay boyunca ölüme terk edildik. Yaşam hakkımızı elimizden aldılar. 2016 yılında ihraç edildikten sonra psikiyatri hastası oldum. Şu anda %80 psikiyatri hastasıyım. %80 hematoloji hastasıyım. %96 ağır engelliyim.
Devletime,milletime hizmet ederken görevim başında engelli oldum. Bedelini, devletime, milletime, vatanıma, bayrağıma bedelini peşinen kanımla ödedim. Ben terörist değilim. 2016 yılında darbeden sonra psikiyatri hastası oldum. 2019 yılının haziran ayıdan sonra bakıcı maaşım kesildi.
2018 yılında hakkımda dava açıldı. 2019 yılında beraat ettim. Beraat etmeme rağmen görevime hâlâ iade edilmedim. Tek dileğimiz adaletin uygulanması.
DÜNYADA İLK KEZ BALGAM SÖKÜCÜDEN ŞİZOFRENİ TEDAVİSİ ÜRETTİM.
Çok sayıda akademik yayını olan Prof.Dr. Haluk Savaş’da KHK mağdurlarından. Sıkıntılı bir süreç geçiren ve beraat eden Prof.Dr. Haluk Savaş, yaşadıklarını şöyle ifade etti.
2016 yılının eylül ayına kadar Gaziantep Üniversitesinde psikiyatri profesörü olarak çalışıyordum. Temmuz ayında açığa alındım. Evime, işyerime baskın yapıldı. Gözaltında alındım. Sonrasında serbest bırakıldım.
25 yıl önce bir televizyon programında yaptığım kültür edebiyat programı ile suçlandım. Türkiye Yazarlar Birliğinden ödül almıştım. İdeolojik bir program değildi. Şairleri, şiirleri, kitapları konu edindiğimiz bir programdı. Bu program nedeniyle terör örgütü üyeliğinden yargılandım. Beraat ettim. Toplumsal statümde kayıplar yaşadım.
Türkiye’de en fazla akademik yayını olan psikiyatristim. Hapse girdikten sonra senede 400-500 uluslararası atıf alıyorum. Hakkımda hiç bilmediğim coğrafyada bilmediğim dillerde yayınlar yapılıyor. Ülkeye bu anlamda prestij sağlarken terör örgütü üyesi olmakla yargılandım. Dünyada ilk kez balgam sökücüden şizofreni tedavisi ürettim. Şizofreniyi tedavi ettiği akademik olarak kanıtlandı. Benim silahla, terör örgütü ile hiç ilgim olmadı.
Uzun zamandır uğradığımız haksızlıkla ilgili mücadele ediyoruz. Platform olarak mücadelemiz bir yere vardı. Platformun binlerce üyesi var. Vicdan, insan hakları temelli tam bir uyum içindeyiz.
Özel Haber: Özlem PEKDURANER