Saadet Partisi öncülüğünde TRT ve Anadolu Ajansı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırılacak
Saadet Partisi Seyhan Kadın Kolları Başkanlığı ” 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ” dolayıs ıyla düzenlediği kahvaltı organizasyonunda kadın gazetecileri Saadet Partisi İl Başkanlığında ağırladı.
Kahvaltı sonrası Saadet Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Münire Göktaş, İl Teşkilat Başkanı Gülsüm Bolsüren ve Seyhan İlçe Kadın Kolları Başkanı Ayten Yıldırım ortaklaşa bir basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında şunlara yer verildi.
Basın-yayın (kitle iletişim araçları), günlük dilde radyo, televizyon, gazete, dergi gibi elektronik veya yazılı basın organlarını anlatmak için kullanılan bir terimdir. Tarihten gelen süreç içerisinde baktığımızda, toplumların aydınlanmasında, reaksiyon
göstermesinde basının önemli bir rolü vardır. Bu reaksiyon gerek iktidara gerekse muhalif olanlara yönelebilir. Ancak burada önemli olan basının büyük kitleler üzerindeki etkisidir. İnsan, çevresinde ve dünyada olup bitenleri öğrenmek ve öğrendiklerini veya düşündüklerini başkalarına duyurmak ihtiyacındadır. Bu ihtiyaç az veya çok her insanın doğasında vardır. Bu ihtiyacın giderilmesi için girişilen çeşitli teşebbüsler sonunda bugün basın-yayın dediğimiz ve medeni toplumun dördüncü kuvveti saydığımız “basın müessesesi” doğmuştur. Basın özgürlüğü, haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, serbestçe açıklayabilmek özgürlüğüdür. Bilgi ve düşünceleri serbest olarak toplayıp, yorum ve eleştiri yaparak çoğaltabilmek ve bunları serbest olarak yayımlayıp dağıtabilmek haklarını içerir.
Basın aracılığıyla yapılan yayım, düşüncelerin açıklanmasının özel bir türüdür ancak basın özgürlüğü düşünceyi açıklama özgürlüğünden ayrı bir özgürlük kategorisi oluşturur. Devlet yaşamında insanların düşüncelerini serbestçe açıklayabilmeleri sayesinde gerçeklerin ortaya çıkabileceği, bu yolla yanlışlıkların, yolsuzlukların, hukuk dışılıkların, çelişkilerin su yüzüne
çıkacağı ve bunda kamu yara rı bulunması gerçeği demokratik hukuk devletlerinde bu özgürlüğün kabul edilmesi sonucunu doğurmuştur. Devlet baskısı ve korkusu ile yaşayan bir basın kamunun avukatlığı görevini yerine getiremez, toplumsal yararları savunamaz. Bu nedenle basın özgürlüğü, basına tanınmış bir ayrıcalık değil, kişilik hakları gibi korunan bir
hak olarak değerlendirilir. Düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında engel teşkil etmeyecek bazı hususlar bir işletme
bünyesinde gerçekleşmesi nedeniyle basın özgürlüğünü engelleyebilmektedir. Basımevi kurmanın izin alma ya da mali teminat yatırma şartına bağlanması, yayımlanacak eserler için ön denetim getirilmesi basın özgürlüğünü engelleyebilen hususlara örnek olarak verilebilir.
İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün bir ülkede iç hukuk kurallarında kabul edilmesinin yeterli güvence sağlayamayacağı düşüncesiyle bu özgürlükler uluslararası metinlere geçmiş; uluslararası anlaşmalara konu olmuştur. Bugün Türkiye’de basınımızın en temel sorunu haber yapma özgürlüğünün kısıtlanması ve bazı siyasallaşmış kuruluşlarca baskı altına alınmasıdır. 2022 verilerine göre Türkiye basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 149. sıradadır. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nin 2022 yılı sonuçlarına göre 180 ülkenin 8’inde özgürlük durumu “iyi”, 40’ında “tatmin edici”, 62’sinde
“sorunlu”, Türkiye’nin de aralarında olduğu 42 ülkede “kötü”, 28 ülkede ise “çok kötü” kategorisinde bulunuyor. Türk Ceza Kanunu’nda ve Basın Kanunu ile ilgili yönetmeliklerde yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler nedeniyle mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Türkiye’de ne yazık ki son dönemde hukukun üstünlüğü
ve fikir özgürlüğü kaybolan bir hatıra hükmündedir. Dolayısıyla bugün ülkemizde adalet ve basın özgürlüğü rafa kaldırılmış durumdadır. Bu durumda Türkiye’nin son dönem basın özgürlüğü karnesinin çok kötü olduğu görülmektedir Ayrıca siyasi iktidarların kendilerini desteklemeyen medya kuruluşlarını bir nevi cezalandırma yöntemi olan kamu kurum ve
kuruluşlarının reklam vermeme uygulaması bulunmaktadır.
Saadet Partisi olarak hedefimiz halkımızın tarafsız, özgür ve doğru bilgiye ulaşması ve iletişim hakkını özgürce ve istediği şekilde kullanabilmesi için basın ve medya sektörünü hâkimiyeti altına alan baskı mekanizmalarından arındırmaktır. Türk medyasının her kesimden vatandaşımıza temiz içerikler sunmasını garanti altına almak istiyoruz. Gerçekleştireceğimiz
politikalarımızdan bazıları aşağıdaki gibidir:
• Basın özgürlüğünü güvence altına alacak, basının özgür bir şekilde görev yapacağı güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam sağlayacağız. Bu kapsamda, gazetecilere karşı ceza soruşturmasına gerekçe yapılan mevzuatı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları çerçevesinde yeniden düzenleyeceğiz.
• TRT ve Anadolu Ajansını bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandıracak ve bu kurumların görevlerini gereğince ifa etmelerini sağlayacağız. Keyfi akreditasyon kararlarını engelleyecek, basın kartlarının verilmesinde ve mesleğe
kabulde meslek kuruluşlarının belirleyici olmasını sağlayacağız.
• Medya sahipliği ve finansmanını şeffaf hale getirecek, medyada tekelleşme ve kartelleşmeyi önlemek amacıyla yasal ve yapısal tedbirler alacağız. Basında tekel ve kartel oluşmaması ve medya kuruluşlarının denetlenmesi amacıyla Rekabet Kurumuna
resen inceleme yetkisi vereceğiz.
• Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görevini bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirebilmesi için yasal ve yapısal değişiklikler yapacak, kurulun idari ve mali bağımsızlığını güvence altına alacağız. Kurulun üyelerinin, üye yapısında çoğulculuğu
sağlamak üzere alanında uzman kişiler ve meslek kuruluşları temsilcileri arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından nitelikli çoğunlukla seçilmesini sağlayacağız.
• Basın İlan Kurumunun yapısı ve üye seçimini basın özgürlüğüne uygun şekilde yeniden düzenleyecek, kurumun görevini bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirebilmesi için yasal ve yapısal değişiklikleri gerçekleştireceğiz.
• Basının iktidarın propaganda aygıtı olarak çalışmasını engelleyerek, asli vazifesi olan kamu gözcülüğü misyonunu yerine getirecek yayınlar yapmasını teşvik edeceğiz.
• Basın emekçilerinin Akreditasyon sorununu halledecek, akreditasyonun siyasi iktidarların basını bir nevi terbiye etme aracı olmaktan çıkaracağız.
• Cumhurbaşkanı ya da bakanların uçaklarını sadece birkaç imtiyazlı gazeteciye değil, tüm gazetecilere açık hale getireceğiz.
• Basın İlan Kurumu ve RTÜK’ün siyasi baskıdan uzak tutarak daha adil ve şeffaf çalışmalarını sağlayacağız.
• Her medya kuruluşunun büyüklüğüne göre belli bir kota konulup kamu reklam pastasının adil bir şekilde dağıtılmasına yönelik düzenleme yapacağız.
• Halk yerine birkaç iş insanının menfaatini esas alan çarpık medya sistemini revize edebilmek için yasal bir düzenleme gerçekleştireceğiz.
• Kamu yayıncılığı yapması gereken TRT’yi siyasi baskılardan kurtarıp toplumun bütün kesimlerinin sesini duyurabildiği bir platform haline getireceğiz.
• Teknolojik ilerlemeyle büyük bir gelişim gösteren internet haberciliğinin istihdam sağlayan ve gerçek anlamda habercilik yapan kurumsal bir yapıya dönüşmesini sağlayacağız.
• Yerel medyanın güçlendirilmesini sağlayacağız. Bunun için özellikle yerel medya kuruluşlarını ekonomik anlamda destekleyecek, yayın yapmaları için gerekli olan materyallerin temininde çeşitli vergi muafiyetleri getireceğiz.
• İlgili paydaşlarla komisyonlar kurulup basının işleyişine dair sorunları istişare ederek gerekli düzenlemeleri yapacağız.
• İletişim fakültelerinden mezun olan kişilerin sektörde istihdamına yönelik yasal ve ekonomik teşvik edici düzenlemeler yaparak İletişim Fakültesi Diplomasına hak ettiği değeri vereceğiz.
• Yeni bir iletişim fakültesi veya farklı fakülteler çatısı altında iletişimle ilgili bölümler açmayacağız. Var olanların kontenjanlarını mesleğin ihtiyaç duyduğu makul seviyelere çekecek, eğitim kalitesinin daha da artırılmasına yönelik çalışmalar yapacağız.
• Özellikle yerel medyada iletişim fakültelerinin ilgili bölümlerinden mezun kişilerin, sigorta prim desteği gibi çeşitli teşviklerle yerel medyada istihdam edilmelerini sağlayacağız.
• Gazetecilik Meslek Yasası’nı, teknolojik gelişmeler ve internet haberciliği de göz önüne alınarak günümüz koşullarına uygun şekilde çıkaracağız.
• Gazetecilerin kıdem tazminatı ve fiili hizmet zammı gibi özlük hakları ile ilgili sorunlarını ivedilikle çözeceğiz.
• Basın kartı komisyonunu daha şeffaf işler hale getirecek, komisyonu her türlü siyasi baskıdan uzak tutarak çalışmasını sağlayacağız.
• Sendikalaşmanın önündeki tüm engeller kaldıracak, sendikalaşma yönünde işyerlerine zorlayıcı, çalışanları teşvik edici yasal ve ekonomik düzenlemeler yapacağız.
• Medyanın tüketim ve kar odaklı bir şekilde ahlaki yozlaşmayı artırmasına izin vermeyeceğiz.
• Yazılı ve görsel medya ile internet medyacılığının Anayasamızın kural ve ilkelerine, insanlığın evrensel değerlerine, toplumumuzun geleneklerine, farklı kültürel, dini ve etnik duyarlılıklarına, bireysel hak ve özgürlüklere saygılı biçimde yayın yapmaları için gerekli itinayı göstereceğiz.
• Medyanın reyting uğruna kamu yararını hiçe sayan yayınlar yapmasının önüne geçecek ve reytinglerini toplum yararının önüne koyan bütün yayın kuruluşlarını dikkatle denetleyeceğiz.
• Özellikle dizilerin, gündüz kuşağı programlarının ve yarışma içeriklerinin RTÜK aracılığıyla denetlenmesini artıracağız ve toplumsal yozlaşmaya sebebiyet veren yayınlara son vereceğiz.
• Yazılı ve görsel medyada şiddet ve nefret söylemlerini engelleyeceğiz.
• Sosyal medyayı etik kuralların ihlal edildiği, kişilik haklarına saldırı ve nefret söyleminin üretildiği zemin olma tehdidinden kurtaracak, özgürlükçü ve etik değerlere bağlı bir sosyal medya düzenlemesini dünyadaki örnekleri de göz önüne alarak
yapacağız.
• Yerli belgesel film ve dizilerin çekilmesini destekleyeceğiz. Kültürümüzü ve değerlerimizi tanıtan belgesellerin her kesimden bireyin ilgisini çekecek şekilde hazırlanması için teşvikler sağlayacağız.
• Yerli belgesel kanallarının artması için teşvikler vereceğiz.
• Medyanın doğru kullanımı için çocuklara, gençlere ve yetişkinlere medya okuryazarlığı eğitimi vereceğiz.