EVLERDE KALMA SÜRESİ ARTTIKÇA, KADINLARIN EV İÇİ ŞİDDETE MARUZ KALMA ORANLARI DA ARTIYOR
EVLERDE KALMA SÜRESİ ARTTIKÇA, KADINLARIN EV İÇİ ŞİDDETE MARUZ KALMA ORANLARI DA ARTIYOR
Tüm dünyada, ülkelerin hızla içlerine kapanmaları, sınırlarını kapatmaları, devletlerin daha otoriterleşmeleri, yabancı düşmanlığı, olağanüstü hal, sokağa çıkma yasağı hatta sıkıyönetim ilanları, özellikle Amerika’da bu dönemde bireysel silahlanmanın artması dikkat çekerken demokrasi kavramı da yeniden ele alınıyor.
Gücün tek merkezde toplandığı bu sert süreç geçtiğinde devletler elde ettikleri bu güçten daha sonra vazgeçecekler mi?
Amerika ve Rusya’yla var olan stratejik ve güç gösterisi temelli ilişkilerin dışında Çin ve Amerika arasındaki gerilim hattı ise karşımızda. Dünyadaki Neoliberal sistemin nereye gideceğini sorgularken, sosyal devlet anlayışının zorunlu olarak devreye girdiğini görmekteyiz.
Herkesin ve bir çok devletin aynı anda karşılaştığı bir krizin içindeyken salgın nedeniyle oluşan ekonomik ve siyasal erozyon aynı zamanda toplumsal ilişkileri de etkiliyor. İnsanlar otoriter politikalara uyum gösterip destek verirken, bu süreçte otoriter devletlerin oluşmasında da bizatihi kendileri kaynak oluşturmaktalar.
Kadın örgütleri olarak, evlerde kalma süresi arttıkça, kadınların ev içi şiddete maruz kalma oranlarının da artmasına dikkat çekiyoruz.
Sağlık personellerine evlerin balkonlarından moral verilmesi, yaratıcı paylaşımlar ve yardım kampanyalarıyla sosyal medyada kolektif olmayı deneyimlerken, bir arada olmaya ne kadar ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. İnsanlık adına hayati risk altında çalışan tüm sağlık sektörü çalışanlarına gönülden binlerce teşekkür ediyoruz.
İsrail’de parlamento kapanırken, Fransa’da yerel seçimler belirsiz bir tarihe ertelenirken, kuşkusuz ülkemizde de iş hayatı ve toplumsal hayatın yanı sıra STK’ların faaliyetleri de neredeyse durma noktasında.
Neredeyse tüm dünyada, siyasal, ekonomik, toplumsal katılım mekanizmaları askıya alındı. Yaşadığımız endişe, belirsizlik ve güvensizlik duygusu adeta zamanı durdurdu. Bizler de yavaşlamayı öğreniyoruz ve bilimin ne kadar önemli ve hayati olduğunu da bir kez daha hatırlatıyor hayat…
Hep birlikte dünyanın değişmesini izlerken, sonunda insanlığın ve dayanışmanın kazanacağına olan inancımızı sürdürmeliyiz. İyi olma isteğimizin artık hepimizin iyi olmasına bağlı olduğunu anlıyoruz.
Kriz bittiğinde hepimiz yeni bir dünya düzeni ile karşılaşırken daha eşitlikçi, çevreci ve insan hakları odaklı bir düzene evrileceğimizi umut ediyoruz.
Kimsesizlerin, evsizlerin, yaşlıların, engellilerin ve sokak hayvanlarının ihtiyaçlarını unutmadan bugünlerin geçeceğine, tüm insanlık için daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna olan inancımızla, hepimiz ve geleceğimiz için evde kalmaya devam diyoruz. Yan yanayken de, uzaktayken de sağlıkla bir arada olmak ve hem kendimize hem tüm varlıklara iyi bakmanız dileğiyle.