Türkiye Aile İçin Ayakta
Türkiye’de önemli STK’ların desteğiyle oluşturulan Türkiye AİLE Meclisi içerisinde yer alan kurumlar #önceAile diyerek hem uygulanan yasaları eleştirdi hem de yapılabilecekler ilgili teklifte bulundu.
ASİM Adına basın açıklamasını Başkan Mahmut Eraslan yaptı.
“İnsanlığın son kalesi Aileyi diriltmek için #önceAile’yi tahrip eden fıtrata ve hukuka aykırı yasalar ve sözleşmeler iptal edilerek işe başlanmalıdır” diyen Eraslan; “Aile Yıkan Faiz, kumar, İçki, fuhuş̧, feminizm ve her tür cinsi sapkınlık insanlığa karşı suç̧ kapsamına alınmalı ve terör suçundan cezalandırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
ASİM Başkanı Mahmut Eraslan’ın açıklamalarının tam metni şöyle;
Türkiye’de ve dünyada aileyi yok etmeye karşı küresel topyekûn bir saldırı var. Biz ASİM olarak aileyi korumanın tüm insanların fıtrat olarak tabii, insanı ve imani bir vazifesi olduğunu düşünüyoruz. İnsanlığın kurtuluşu, hayat rehberimiz Kur’an’ın Kerim’den Tahrim Suresi 6. ayetinin emri gereğince ailemizi koruma görevimiz var. Anayasanın 41. Maddesi’ne göre ailemizi koruma görevi hem devletimizin hem de milletimizin görevidir. Ailesi, ahlaksız toplum küresel savaşına karşı; Ailenin korunması ve ahlak medeniyeti inşası için elbirliğiyle mücadele etmeliyiz. Kınayanların kınamasından ve linç̧ girişimlerinden korkmadan “dünya dönüyor” diyebilmeliyiz
ASİM olarak cinnet ve cinayetleri engellemek ve ahlak medeniyeti inşası için alınması gerektiğini düşündüğümüz bazı tedbirleri kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
- Cinsi sapıklık ve savunuculuğu terör kapsamına alınmalı, faaliyetleri yasaklanmalı, fuhşiyat yoluyla elde edilen mallar ve bu maksatla kullanılan menkul ve gayrimenkuller müsadere edilmelidir.
- Fıtrata, kişisel hukuka ve aile hukukuna aykırı ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’, ‘cinsel tercih’ ve ‘cinsel yönelim’ maskesiyle uygulanan eşcinsellik teşviki politikaları durdurulmalı. “LGBTP İQ+ pozitif ayırımcılığın sonu; eşcinsel sapıklığa, pedofoli zeofoli nekrofoli ensest vb. sapıklıkta sınır tanımayan belhüm-adallara yani hayvandan bile aşağılık yaratıkların” faaliyette bulunmasına, hoşgörü gösterilmesine ve savunuculuk yapılmasına son verilmeli, kimliklerde ve pasaportlarda ‘anne’, ‘baba’ ve ‘cinsiyet’ hanelerine yer verilmeli, ‘GENDER’ tanımından vazgeçilmelidir. Resmi kayıtlardan, ‘din, ahlak ve gelenekten soyutlanmış, izole hale getirilmiş BİREY tanımı’ çıkartılmalıdır.
- Ailesiz, ahlaksız ve ‘cinsiyetsiz toplum’ projesi olan CEDAW, İstanbul Sözleşmesi, Lanzarote ve bunlara bağlı uygulamalar acilen iptal edilmeli.
- Kadını ‘La yüs’el’ gören, onu adeta putlaştıran aynı zamanda ‘cinsel meta’ haline getiren 6284 Sayılı Yasa iptal/ıslah edilmeli. İftira edenlere iki kat ceza verilmeli. 2014’den bugüne her yıl 550 bin kişi evden uzaklaştırma almış, aileler yıkılmıştır. Bu uygulamalara bir an önce son verilmelidir.
- İnsandan insana, insandan hayvana her türlü̈ haksızlık ve zulme karşı çıkılmalı. İnsana ve diğer bütün canlılara şiddet uygulayanlar cezalandırılmalıdır. Nasıl ki aile içinde şiddet açısından gelin – kaynana kavgasını önlemek için özel bir yasaya gerek yoksa, bu tür mevzuatlarla konunun daha da karmaşık hale getirilmesinden sakınılmalıdır. Aile içi ihtilaflarda ‘Allah’ın emri olan’ hakemlik, arabuluculuk ve ‘nasihat’ müessesesi yeniden ihya edilmelidir.
- Cinayetleri engellemek, boşanmalarda çocuk velayetini istismar edenlerden, EYS (Ebeveyne yabancılaştırma sendromu) uygulayanlardan velayet hakkı alınarak karşı tarafa verilmeli. EYS uygulayıcıları cezalandırılmalıdır.
- ‘Nafaka hapsi’ ve ‘süresiz nafaka’ zulmü durdurulmalı, 1988 öncesine dönülmelisir. Nafakayı mirasçılar öderse boşanmalar da önlenir. TMK 364 uygulanmalı. Yeni düzenlemeler ‘efradına cami, ağyarına mani’ bir şekilde düzenlenmeli, kadın/erkek mağdur edilmemeli. Türkiye’de boşanma oranları %22 seviyelerine gelmiştir. Bu demektir ki nerdeyse her 4 evlilikten birisi boşanmaya sonuçlanıyor.
- Bizce bir insanlık suçu olan çocuk haczi travması devletin çocuğa karşı uyguladığı bir şiddettir. Çocuk istismarıdır, derhal sonlandırılmalıdır. Her yıl 150 bin kişi velayet istismarı mağduru oluyor, bu önlenmelidir.
- İslam’da evlilik konusundaki esas ölçü; akil – baliğ yani biyolojik ve zekâ düzeyi olarak olgunluk yaşıdır. Aslolan budur. Bu ölçü esas olmak üzere, genç̧ akran evliliği yapanlar cezalandırılmamalı. Genç̧ evlilik teşvik edilmeli. 64 yıllık uygulamaya devam edilmelidir. Evlilik yaşı istatistiği yüzde 28.5. Genç̧ evlilik mağduru ise 80 milyonda 8 bin. Konu çok yönlü olarak yeniden ele alınmalıdır.
- Mal paylaşımı, sözleşmeye göre olmalı, dini meşruiyet çerçevesi ve nikâhtaki mihr müessesinin ihyasına izin verilmeli, kaç yıl evli kaldıysa yüzdelik oranı o kadar olmalı. Misal olarak 10 yıl evli kaldıysa ve mal ayrılığı rejimi tercihi yoksa %10. Boşanma davaları uzatılmamalıdır.
- Aile yıkan riba/faiz, içki, kumar, LGBT ve benzeri her türlü fuhşiyatı özendiren hareketler yasaklanmalıdır. Bağımlılığın her türlüsü ile mücadele edilmelidir. Aile’nin yeniden ihyası ve inşası için, yasama, yürütme, yargı, yerel yönetim, TSK, medya, sermaye grupları, cemaatler, STK’lar oda ve sendikalar seferber olmalıdır. Aileyi kaybedersek, hiçbir şeyi onun yerine ikame edemeyiz.
- Aile birliğinin yeniden kurulması ve temsiliyetin yeniden sağlanması gerekir.
- Tüm medya; çocuk gençlik aile yönünden kontrol altına alınmalıdır.
- Aile kurma teşvik edilmeli, Aile kurana en az 100 gram altın değerinde faizsiz kredi verilmeli.
- Her çocuk için aileye en az 7 yıl boyunca yarım asgarî ücret verilmeli. Aile fertleri de sigortalanmalıdır.
- Asgarî ücrete ve emekli maaşına vergi ve nafaka dahil hiç bir şekilde haciz yapılmamalıdır. Asgari ücret ile yaşamak ve evlenmek mümkün olmadığından vekillerin yıllık maaşlarına endekslenmeli, vekile verilenin asıl şahsa da en az yarısı veya ¼ dörtte biri verilebilmelidir.
- Zaruri ihtiyaçlara zam oranı maaşlara zam oranını geçmemeli geçerse farkı devlet ödemelidir.
- 6284 nolu; erkeği kendi evinden, çocukları önünde sokağa atan, toplum önünde aşağılayan ve aileleri geri dönülmez noktaya götüren yasanın cinayetleri ve şiddeti artırdığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Şiddeti cinsleştiren kamu spotları bir an önce durdurulmalıdır.
- 6284 hilesiyle mal gaspı ve boşanmada delil engellenmeli. Miras/aile hukuku kişilerin dinlerine göre olmalı. 2011’den bugüne 3 milyon kişi evden uzaklaştırılması afettir, bu durum engellenmelidir.
Hatırlatırız ki, beraber ihtiyarlayabileceği bir hayat arkadaşı, yaslandığında sığınabileceği çocukları olmayan yapayalnız kadınlar için de bu dünya cennet olmayacak. ‘Güçlü̈ kadın’ mottosuyla, ailesi ile bağı koparılmaya, eşi ile rakipleştirilip düşmanlaştırılmaya, çocuklarından koparılıp bireysel bir yaşama yönlendirilmeye çalışılan kadın, kapitalist sermaye karsısında yalnız ve çaresiz bırakılmıştır.
ASİM olarak süreçcin böyle devam etmesi halinde; toplum, erkek, kadın, çocuk, devlet hepimizin kaybedeceğini düşünüyoruz. Boşanmaların ve evlilik yaşının artması genç̧ evliliğin teşvik edilmeyip cezalandırılması, TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ MASKESİYLE EŞCİNSELİK SAPIKLIĞININ TEŞVİKİ ve ‘genç̧’ değil ‘geç’ evlilik sebebiyle geleceğimiz ve milli güvenliğimiz tehlikededir.
Gelecek nesillerin hakkı adına, kendi çocuklarımızın ve torunlarımızın hakkı adına, huzur evlerinde ölüme terk edilmiş̧ ihtiyarların hakkı adına, intihar noktasına gelmiş̧ depresyon hapları müptelası olmuş yalnızların hakkı adına, sokaklara terk edilmiş̧ çocukların hakkı adına, geleceğimiz adına, insanlık adına, önce aileyi savunabilmeliyiz.
İnsanlığa ve Aileye savaş̧ açmış̧, toplumu ve aileyi terörize eden CEDAW’ın, İstanbul Sözleşmesi’nin, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi’nin ve bağlı uygulamalarının Avrupa ülkeleri gibi geri dönülmez aşamalara gelmeden iptal edilmesini istiyoruz. Aileye devlete zararlı bütün yasalar ve sözleşmeler, Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya, Ermenistan, Azerbaycan, İspanya ve İngiltere’nin yaptığı gibi çöpe atılmalıdır. Bu sözleşmelerin yerine aı̇le medeniyetimize uygun ‘AİLE ANAYASASI’, ‘ANADOLU SÖZLEŞMESİ’ ve ‘FITRAT SÖZLEŞMESİ’ hazırlanmalıdır.
Aileyi savunmak, vatanı savunmaktır. #önceAile dersek, namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olursa ailelerimiz, ülkemiz, geleceğimiz ve insanlık kurtulur.
Cumhurbaşkanımızın 2 Haziran 2019 ve 14 Temmuz 2020 tarihlerindeki “Aileyi ifsat eden İstanbul sözleşmesi nass değildir iptal edilebilir” talimatının sonucunu görmek istiyoruz. Talimatın acilen uygulanmasını bekliyoruz.