ULUSAL BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZ’IN ÖNSÖZÜ: ÇANAKKALE ZAFERİ !
ULUSAL BAĞIMSIZLIK SAVAŞIMIZ’IN ÖNSÖZÜ: ÇANAKKALE ZAFERİ !
Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Kayadan, açıklamasında şunlara değindi.
Çanakkale Deniz Zaferi; bir savaş yengisi olmasının ötesinde, Osmanlı Devleti’nin, Çarlık Rusya’sının ve 1. Dünya Savaşı’nın yaşam sürelerini belirlemiş, tarihin akışını değiştirmiş, emperyalizmin yenilmez armadasını hüsrana uğratmış eşsiz bir zaferdir.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin en önemli yanı ise, Türk Ulus’unun 232 yıllık yenilgiler serisinin ezikliğinden kurtularak emperyalizmin esaret ve zillet zincirlerini kırıp atacağı ve Laik Cumhuriyet’e kavuşacağı Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın muzaffer Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa ile Anafartalar Kahramanı olarak tanıştığı Çanakkale Kara Savaşlarının öncülü olmasıdır.
19 Şubat 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u teslim alıp Osmanlı Devleti’ni ve Karadeniz’e çıkıp Çarlık Rusya’sına yardım ederek de Almanya’yı savaş dışı bırakıp 1. Dünya Savaşı’nı bitirmek amacıyla harekete geçen İtilaf Devletleri donanması Türk Ulus’unun direnme iradesi karşısında 18 Mart 1915 akşam saatlerinde ağır bir yenilgiye uğradı. İngiliz, Fransız ve İtalyan donanmalarının güçlü savaş gemileri, balıkçı motoru büyüklüğündeki Nusrat Mayın Gemisi’nin son gece Karanlık Liman’a gizlice bıraktığı mayınlar, kıyı topçusunun olağanüstü isabetli atışları ve Türk Boğaz Savunmasının üstün komuta yeteneği karşısında hiç beklemedikleri bir hezimete uğradılar. Ardından B Planlarını devreye sokarak 1 ayda hazırlıklarını tamamlayıp bu kez Çanakkale’yi karadan geçmeye kalkıştılar. Hesapları birkaç günde İstanbul’a ulaşarak amaçlarını gerçekleştirmekti. 25 Nisan 1915 sabahı 2 İngiliz, 1 Fransız tümeni ve 1 Hint tugayı ile Seddülbahir bölgesine, 2 tümenli Anzak Kolordusu ile de Arıburnu sahiline yaptıkları çıkarma harekâtı ile 9 Ocak 1916’ya kadar 8,5 ay sürecek tarihin en uzun ve en kanlı savaşlarından biri olan Çanakkale Kara Savaşları’nı başlattılar. Ancak bu defa da karşılarına 34 yaşında bir Türk Subayı çıktı.
19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Bey çıkarma yapılacak bölgeyi doğru saptamış, yerini almıştı. İhtiyat tümeni olmasına ve emir de almamasına karşın sadece bir bölük askeriyle çıkarma birliklerini Conkbayırı’nda durdurdu. Bütün Ağustos ayı boyunca son derecede şiddetli çarpışmalar yaşanan Anafartalar Cephesi’nde ise, 6 ve 10 Ağustos tarihlerinde Anafartalar Grup Komutanı olarak tarihin en kanlı muharebelerine komuta etti, savaşın kaderini belirledi, “Anafartalar Kahramanı” oldu. Ordumuz “Çanakkale Geçilmez” sözünü denizden sonra karada da tarihe altın harflerle yazdırdı.
Mehmetçik, bilgi ve cesaretle bütünleşen doğru komutanlık ile sadece savaşın değil, tarihin seyrini de değiştirdi. Çanakkale’yi karadan da geçemeyen emperyalistler yine çekilmek zorunda kaldılar. Böylelikle 1. Dünya Savaşı 3 yıl daha sürdü. Yardım alamayan Rusya’da 1917 Ekim Devrimi ile Çarlık devrildi, rejim ve iktidar değişti, Sovyetler Birliği doğdu. Mustafa Kemal Paşa da önce kongrelerle Milletin azim ve kararını harekete geçirerek TBMM’yi açtı, sonra o Meclisle Kurtuluş Savaşı’nı zafere ulaştırıp Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.
Dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Winston Churchill Çanakkale Savaşları hakkında şunları söylemiştir: “Şu an mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm. Oldukça mutluydum, umutluydum. Daha düne kadar “Çanakkale bizimdir” diyordum. Çünkü bu savaşı kazanmak için askeri, parayı, cephaneyi her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik. Yalnız bir şeyi hesaba katmamışım; Mustafa Kemal’i. Bağrımda İngiliz gururu olmasa Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.”
Ne acıdır; emperyalistler Çanakkale’de kendilerini yenilgiye uğratan bu büyük askerin hakkını teslim ederken, bu ülkenin ekmeğini yiyen suyunu içen akıl fukarası Atatürk düşmanları, 15 Şubat 1915’den 9 Ocak 1916’ya kadar yaklaşık 1 yıl süren Çanakkale deniz ve kara savaşlarını sadece bir güne indirgeyerek Mustafa Kemal’siz bir Çanakkale Zaferi yaratma sapkınlığını on yıllardır sürdürüyorlar. Başaramadıklarını gördükçe de; eserlerine, kurduğu Cumhuriyete, ilke ve devrimlerine, heykellerine, hatta annesinin namusuna saldıracak kadar alçaklaşıyorlar.
Oysa Aziz Türk Milleti ezici çoğunluğuyla; 19 Şubat 1915’den 18 Mart 1915’e 1 ay boyunca Çanakkale tabyalarında savaşan topçu neferlerini de, İngiliz denizaltısını periskopundan vuran Müstecip Onbaşıyı da, 250 kiloluk top mermisini sırtlayıp namluya süren Seyit Onbaşıyı da, Nusrat Mayın Gemisi Komutanı Tophaneli Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’i de, şanlı 57. Alayı ve komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’i de, Cevat ve Esat Paşaları da unutmuyor, unutmayacak. Ulusumuz elleri öpülesi kahramanlarına gönül borcunu ödemenin olanaksız olduğunu biliyor. Tarihin bu en kanlı savaşında can veren, İngiltere’nin Avustralya ve Yeni Zelanda’dan getirdiği Anzak askerlerinin ailelerinin bile acısını paylaşan Atatürk’ü Çanakkale’den silmeye kalkan ahlâk ve haya yoksunlarını ise affetmiyor, hiçbir zaman da affetmeyecek.
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Çanakkale Deniz Zaferimiz ’in 108. yıl dönümünü kutluyor, başta Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Boğaz Savunmasının ve kara savaşlarının şehit ve gazilerini minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, “Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlâtlarımız olan” uzak diyarların çocuklarını kahrolası çıkarları için ölüme gönderen acımasız emperyalistlere de bir kez daha hatırlatıyoruz; Çanakkale Geçilmez!
Yaşasın Tam Bağımsız Ve Gerçekten Demokratik Türkiye!