SARAY REJİMİ ÇİFTÇİYİ BİTİRDİ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, artan gıda fiyatları, gıdaya ulaşmada çekilen zorluklar ve tarım topraklarının artan girdi maliyetleri nedeniyle işletilmemesi konularına dikkat çekip, basın açıklaması yaptı.
AKP’nin ülke ve üretici yararına herhangi bir tarım politikasının olmadığını dile getiren CHP İl Başkanı Mehmet Çelebi açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) “Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2020” raporuna göre 2014 yılından itibaren gıdaya erişim güçlüğü çeken insan sayısı her yıl 10 milyon kişi arttı. Aynı rapor 2019 yılı itibariyle 690 milyon insanın (Dünya nüfusunun yüzde 8,9’u) yetersiz beslendiğini ortaya koydu. Yapılan son değerlendirmelere göre, Covid -19’un etkisi ile gıdaya erişim zorluğu çeken insan nüfusuna, 2020’nin sonuna kadar 132 milyon kişi daha eklendi. Bu veriler dünyada ülke nüfusumuzun yaklaşık 10 katı insanın yetersiz beslendiğini gösteriyor. Uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu aynı durum maalesef ülkemiz için de geçerlidir. Tarım sektörü; AKP ve saray rejiminin izlediği neoliberal ve çokuluslu tekelci politikalar sonucu, tarımda ülkemizi net ithalatçı bir konuma getirmiştir. Bunun sonucu çiftçi tarımdan kopmakta, gençler tarım dışı alanlara yönelmekte, tarım toprakları atıl kalmaktadır. Kırsaldaki yoksullaşma, kentteki yoksulluğun da kaynağı olurken her anlamda dışa bağımlı bir tarımsal yapı ortaya çıkmaktadır” dedi.
BASİRETSİZ BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Türkiye’nin rant politikasına teslim edildiğini söyleyen Çelebi konuşmasını şu şekilde sürdürdü. “Ülkemiz tarımsal girdiler ve tarımsal üretimde kullanılan gübre, mazot, tohum ve zirai ilaç gibi temel girdilerde büyük ölçüde dışa bağımlıdır. Bunun sonucunda çiftçilerimizin üretim gücü zayıflamıştır. Yem, gübre, ilaç, tohum ve makine (ve parçaları) konusundaki dışa bağımlılık, döviz kurunda meydana gelen artışlar nedeniyle çiftçinin üretim maliyetini önemli ölçüde arttırmıştır. Buna karşın Saray Hükümetinin çiftçiyi bu yükten korumak için attığı somut hiçbir adım yoktur. 2002 yılında 41 milyon hektar tarım alanı varken, 2020 yılında bu rakam 37 milyon hektara gerilemiş durumdadır. Buna paralel olarak, 2003-2020 döneminde tarım ve hayvancılık ihracatımız 83 milyar dolar iken ithalatımız 114 milyar dolar olmuştur. Aynı dönemde ithalata 31 milyar dolar fazla ödeyerek kendi çiftçimiz yerine yabancı ülkelerin çiftçisini kalkındırmış durumdayız. Desteklerden gerekli payı alamayan çiftçinin bankalara olan borcu 2002 yılında 2,4 milyar TL’den 2020 yılında 134 milyar TL’ye çıkmıştır. Yani tam 56 kat artmıştır. 2002 yılında tarım sektöründe çalışan sayısı 7 milyon 458 bin iken, 2020 yılında 4 milyon 716 bine gerilemiştir. Buda 2 milyon 742 bin kişinin tarım sektöründe işinden olduğunu göstermektedir. Bu süreçte 900 bin kişi tarım BAĞKUR’lu iken 2020’de %39 azalarak 547 bin kişiye düşmüştür. Tarımda çalışan sigortalı sayısı da 2002 yılında 149 bin kişi iken, 2020 yılında %79 azalarak 31 bin 250 kişiye düşmüştür. Tarım Sektörünün Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla İçindeki Payı 2002 yılında %10,2 iken 2020 yılında %6,6 ya düşmüştür. Ekonomide, sağlıkta, dış politikada ve bütün politikalarda olduğu gibi tarım politikalarımızda da sınıfta kalmış ve her alanda ülkeyi geriletmiş, basiretsiz bir iktidarla karşı karşıyayız.” dedi.
İKTİDAR OLACAĞIZ VE ÇİFTÇİMİZ RAHAT BİR NEFES ALACAK
Ülkeyi yöneten iktidar mensupları her konuşmasında yerli ve milli politikalardan bahsederken, ortaya koyduğu tarım politikalarıyla söylem ve eylemin birbirine taban tabana zıt olduğunu söyleyen Çelebi konuşmasını şu şekilde tamamladı. “Yerlilik ve millilik kendi çiftçisini, kendi üreticisini korumak ve kollamakla olur. Her anlamda dışa bağımlı hale gelen ülke tarımımız AKP iktidarının elinde kan ağlıyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen şunu ifade edebilirim ki yapılacak olan ilk genel seçimlerde iktidara geleceğiz. Millet İttifakının iktidarında işinin ehli, liyakatli, uzman kişiler tarafından hazırlanacak tarımda reform politikalarıyla çiftçimize rahat bir nefes aldıracağız. Tarımdaki ithalatı önleyip dövizin ülkemizde kalmasını sağlayacağız. Tarımda yapılacak reformlar sayesinde istihdama katkı sağlamanın yanı sıra refah seviyemizde yükselmiş olacak.” dedi.