Kadri BAĞDU’nun katledilişinin 7. yılında bir kez daha faillerin bulunması ve cezalandırılması için tüm mülki amirleri daha etkin ve sonuç alıcı bir soruşturma yapmaya çağırıyoruz.
Kadri BAĞDU’nun katledilişinin 7. yılında bir kez daha faillerin bulunması ve cezalandırılması için tüm mülki amirleri daha etkin ve sonuç alıcı bir soruşturma yapmaya çağırıyoruz.
BASINA VE KAMUOYUNA;
İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi üyesi ve Azadiya Welat gazetesi çalışanı Kadri BAĞDU, 14 Ekim 2014 tarihinde bisikletiyle gazete dağıtımı yaptığı sırada karanlık güçler tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu katledilmiştir. Kasklı ve motosikletli bir kişi tarafından silahla ensesinden vurulan Kadri Bağdu’nun soruşturma dosyası 15 ay sonra “daimi arama” kararı ile tozlu raflara kaldırılmıştır. Yani bir yaşam hakkı ihlali dosyası daha faili meçhul dosyalarının arasına gönderilmiştir.
Kadri BAĞDU’nun katledilmesi olayı yetkililerce bir siyasi katliam olarak değil aksine adli bir vaka olarak nitelendirilmiştir. Yine Kadri BAĞDU’nun katledilmesi sonrası yürütülen soruşturmada 1 yıl boyunca gizlilik kararı sürdürülmüş ve avukatlarının dosyaya erişimi engellenmiştir. Aradan geçen 1 yılın ardından soruşturma dosyası, faili belli olmadığı gerekçesi ile jet hızıyla unutulması ve faillerin cezasız kalması için tozlu raflara kaldırılmıştır.
Kadri BAĞDU’nun katledilmesi olayında yaşanan tüm bu süreç aslında, yetkililerin olayın aydınlatılması, faillerin bulunması ve cezalandırılması hususunda istekli olmadıklarını ve bu nedenle etkin bir soruşturma yapmaktan kaçındıklarını göstermektedir. Kadri BAĞDU’nun katledilmesinin üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen soruşturma dosyasının faili meçhul dosyalar arasına kaldırılmış olması, Bağdu’nun failleri hakkında etkili bir soruşturma yapma hususunda istekli olunmaması Türkiye’de uzun yıllardan bu yana sürdürülen cezasızlık politikasının bir sonucudur. Türkiye’de uzun yıllardır süregelen bu cezasızlık politikası ise benzer katliam ve olayları adeta cesaretlendirmekte ve desteklemektedir.
Oysa ki cezasızlık ile mücadele; mağdurların çektikleri acıların kabul edilmesi ve hatırlanmasını sağlayan ADALETİ, devletin ihlalleri kayıt altında tutma ve arşivleme ödevi olan HAKİKATİ BİLME, mağdurları iyileştirme ve rehabilite etmeye katkı sağlayan TAZMİN ETME, suçların tekrar etmesini önleme amacı taşıyan BİR DAHA TEKRARLANMAMA GARANTİSİ şeklindeki temel amaçları barındırmaktadır. Bu nedenle devletler cezasızlıkla mücadele ederek hukukun üstünlüğünü tahsis etmeli ve adalete güveni sağlamalıdır. Devletler, cezasızlık ile mücadelede mağdur edilenler için adaletin sağlanması ve yeni ihlallerin ortaya çıkmamasının sağlanmasını öncelemelidir. Bu nedenle buradan bir kez daha devlete yükümlülüklerini hatırlatıyor ve bu yükümlülüklere uygun davranmaya çağırıyoruz.
Bundan tam 7 yıl önce katledilen ve faili hala bulunmayan Kadri BAĞDU’yu bir kez daha saygı ve özlemle anıyor, bu amaçla bir araya geldiğimiz bu anmada bir insan hakları aktivisti olan üyemiz Kadri BAĞDU’nun katledilişinin 7. Yılında bir kez daha Adalet Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, TBMM İnsan Hakları Komisyonunu, Ulusal ve Uluslararası hak mücadelesi veren Sivil toplum kuruluşlarını, Adana’da yetkili tüm mülki amirleri ve Başsavcılığı, olayın aydınlatılması ve faillerin bulunması ve cezalandırılması için daha etkin ve sonuç alıcı bir soruşturma yapmaya çağırıyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
ADANA ŞUBESİ