HER ŞEY GELİP GEÇER, GERİYE SADECE TAVRIMIZ KALIR
HER ŞEY GELİP GEÇER, GERİYE SADECE TAVRIMIZ KALIR
Bugün mazlumlarla katiller arasında bir tavır almak ve durduğumuz yeri netleştirmek için bir kez daha toplanmış bulunuyoruz.
İsrail işgal rejiminin ikinci ayına giren kanun, kural, insanlık tanımaz saldırılarının son kurbanı Şifa Hastanesi’nde tedavi gören masum çocuk ve kadınlar oldu.
Büyük bir dezenformasyonla Şifa Hastanesi’nde Hamaslı direnişçilerin olduğu yalanını yayan ve konuyla ilgili çarpıtma videolar yayınlayan işgal güçleri videolardaki görüntülerin yalan olduğu ortaya çıkınca apar topar bu videoları ve paylaşımlarını silmişlerdir.
365 km2’lik Gazze’de bombalanmayan hiçbir yer kalmadı. Sivil binalar bombalanıyor! Hastaneler bombalanıyor! İbadethaneler bombalanıyor! Çocuklar öldürülüyor! Kadınlar öldürülüyor! Yaralılar ve sağlık çalışanları öldürülüyor! Ambulanslar vuruluyor!
Neden biliyor musunuz? Çünkü Filistinli bebekleri katlediyorlar. Çünkü o bebeklerin büyüyüp karşılarına birer İzzettin el Kassam olarak çıkar diye korkuyorlar.
Kadınları katlediyorlar. Çünkü onların her birinin birer Ümmü Umare olduğunu biliyorlar, yeni Ahmet Yasinler, yeni Ebu Ubeydeler doğuracağından korkuyorlar.
Yaşlı insanları katlediyorlar. Çünkü onların direniş mirasının kundaktaki bebelere aktarmasından korkuyorlar.
Hedef gözetmeksizin Filistinlileri katlediyorlar. Çünkü onların her birinin birer Selahaddin Eyyubi olduğunu ve bir gün o demir kubbelerini başlarına geçireceklerini biliyorlar.
Çünkü biliyorlar ki; Biz bir ölür bin diriliriz.
Gazze’de; göğüs göğüse çarpışmalarda büyük kayıplar veren korkak işgal ordusu kullanılması yasaklanmış bombalarla hastaneleri vuruluyor. Gazze’de elektrik yok, su yok, internet yok. Yoğun bakımdaki bebekler ölüme mahkûm edilmiş durumda!
İnsan sağlığına hizmet eden kurumlara, hastanelere saldırı yapılması insanlık dışıdır, insanlık suçudur!
DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI, KIYMETLİ ADANALILAR;
Siyonizm aşığı Emperyalist Batılı devletler, Kudüs’ün kalbine adeta kanlı bir hançer gibi sapladıkları İsrail’in bütün bu kural tanımaz vahşetine kör, sağır ve dilsiz de değiller. Bilakis, bütün zulümleri görüyorlar, bütün katliamları biliyorlar ve bu vahşete destek de veriyorlar. Bugün Gazze’de 21. yüzyılın en büyük soykırımlarından birisinin gerçekleştirilmesine destek veriyorlar.
Dünyanın en büyük açık hava hapishanesini kurdular, sesini çıkaranı vurdular, her metre karesinde Müslümanın ahı, mazlumların kanı olan Gazze’de ölen sadece masum siviller değil, Gazze’de insanlık ölüyor!
Savaşlar dâhil her dönemde hastaneler saldırılmayan, en korunaklı alanlar olarak kabul görmüştür. Hatırlayın; Filistin sağlık bakanı kan revan içindeki cesetlerin ortasından basın açıklaması yaptı. İnsanı yaşatmak için çaba gösteren sağlık çalışanının canına kast etmek insanlığı öldürmektir, vicdanlara savaş açmaktır.
İnsan sağlığına hizmet eden kurumların hangi şartlarda, hangi gerekçe ile olursa olsun saldırıya maruz kalması kabul edilemez!
KIYMETLİ ADANALILAR, DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI;
Başta da söylediğimiz gibi; Her şey gelip geçer, geriye sadece tavrımız kalır.
Tavrımız bellidir. Bizler; Peygamberlerimizin bize mirası olan Kudüs’ün özgürlüğünden yanayız. Bizler Mescid-i Aksa’nın bir barış yurdu olarak kalmasından yanayız.
Bizler nehirden denize kadar bağımsız bir Filistin devletinden yanayız.
Filistin’i işgal eden, on binlerce kişiyi katleden, milyonlarca kişiyi sürgün eden, Mescit-i Aksa’ya defalarca alçakça saldırılar düzenleyenler bilmelidir ki; Filistin halkının işgal güçlerinin katliam ve soykırımlarına karşı kendilerini savunma hakkı meşrudur ve sorgulanamaz.
SAYGIDEĞER HAZİRUN;
İnsanlığa karşı en büyük suçu işleyen, Gazze’de soykırım uygulayan Siyonist İsrail’i protesto eden, Bebek Katili Natenyahu’nun ülkemize yönelik sözleri büyük bir hezeyanın da dışa vurumudur.
İsrail işgal rejimi dünya barışı için en büyük tehdittir. İsrail, insan haklarının bittiği yerdir. Hiçbir zulüm ilelebet payidar kalamaz. Şunu biliyoruz ki bu zulümler de bir gün bitecek ve işgal tarihin çöplüğünde yerini alacaktır.
Bombalar altında bile “Filistin vatanımız hiçbir yere gitmiyoruz” diyen yiğitler, “İki çocuğum var. İkisi de Aksa’ya feda olsun” diyen kadınlar, boyunlarında yıkılmış evlerinin anahtarını taşıyan yaşlılar bu zulmün sonunu getirecek.
Şuna gönülden inanıyoruz;
Dünyanın sabır taşları çatlayacak
Ve zulmün defteri bir bir dürülecek.
Bugün olmazsa yarın bir gün mutlaka
Allah’ın izniyle zafer inananların olacak.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm dünya milletlerini zulme karşı çıkmaya ve mazlum Filistin halkının yanında durmaya çağırıyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.